Dinin aslı iki şeydir. Biri amel, diğeri ihlâs. İlim, bir binanın temeli gibidir. Amel, o binanın duvarlarıdır. İhlâs; evde kimler oturacak, orada ne iş yapılacak? Eğer orada Allahü tealanın ve Peygamberin ‘aleyhissalatü vesselam’ adı anılmayacaksa, Onun emir ve yasaklarına hiç uyulmayacaksa, o yer Cehennemliktir. Öyle bir mekan ki, orada cenab-ı Hakkın emir ve yasaklarına uyulacak. Onun dini öğretilecek ve orada ihlâsla amel yapılacaksa, güzel bir mekandır. Böyle bir mekana sahip olup olmamak, bizim irademize bağlıdır. Fakat o binanın içinde oturanlar arasında zaman zaman kavgalar, gürültüler, geçimsizlikler olur. Zaman zaman çok mutlu dönemler, çok mutlu zamanlar, çok mutlu dakikalar olur. Bunların hepsi neye bağlıdır? Bunların hepsi, evvela atılan temele bağlıdır; o da dindir. Bir evde çıtırtı varsa, mutlaka ilim noksanlığı vardır. Emir ve yasaklar iyi öğrenilmemiştir. Öğrendik; o zaman tatbik etmek lazım. Yani amel edilmemiş. İlaç alınmış; fakat içilmemiş.
Âb-ı Hayat – 4016