Âb-ı Hayat – 3980


Birgün Eshâb-ı kiramdan birkaç kişi Resûlullah efendimizi “aleyhissalatü vesselam” ziyaret etmeye çıkıyorlar. Bu hadiseyi Eshâb-ı kiram’dan Habbab bin Ered “radyallahü anh” rivayet ediyor. Bu rivayet Kütübü Sitte’de var. Mübarek, Kâbe’nin gölgesinde yalnız başına düşünceli bir şekilde oturmuş, tefekkür ediyor. Yanına vardık, selam verdik. Biz de oturduk ve dedik ki, ya Resûlallah “aleyhissalatü vesselam”, bu müşrikler bize çok işkence ediyorlar, imanımız var diye bize zulm ediyorlar. Dininizden dönün diyorlar. Biz dayanıyoruz. Ya Rabbi, sen bu Eshâbımın sabrını, dayanma gücünü arttır diye bize dua edin. Böylece içimizden nefsimiz bizi isyana sürüklemesin… Çünkü acı çok, işkence çok. Peygamberimiz “aleyhissalatü vesselam”, oturun buyurdular ve onlara anlatmaya başladılar. “Sizden önceki ümmetlere Müslümanlıktan dönmeleri için yapılan işkence şöyleydi. Bir mümini alırlar, bir çukur kazarlar, onu beline kadar gömerler ve dinlerinden dönmelerini söylerler, onlar Allah bir derlerdi. Böyle dedi diye onların başını testereyle ikiye yararlardı. Onlar böylece şehid olurlardı. Öyle makamlar var ki o makamlara ibadetle varılamaz. O eziyetle beraber cenab-ı Hak o dereceyi o kişiye ihsan eder. Hepimiz bu iman nimetine şükredelim. Çünkü sonsuz nimet gelecektir, buyurdular.



Âb-ı Hayat – 3980

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr