Âb-ı Hayat – 3962 (Cuma’nız Mübarek Olsun)


ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Bir gün Gana’dan Ebû Bekir Ali abi geldi. Maşâallah, o tenin altında nûr gibi bir abi, Gana’dan Mübârekleri görmek için gelmiş. Ben de hocamıza arz ettim: Efendim, Gana’dan bir arkadaş gelmiş, sizi görmek istiyor. Nerede kalıyorlar, buyurdular. Efendim, kitabevinin yanından bir yol iniyor aşağıya doğru, bir gariphane vardı orada, orada kalıyormuş. Peki, çağırmayın, gelmesin, biz bir akşam kendimiz gideriz, buyurdular. Peki efendim. Bir akşam gittik. Kapıyı çaldık ki, kapıya arkadaşlarımız çıktı, tabii bir telaş oldu ama, Ebû Bekir Ali bilmiyor kimin geldiğini. Hocamız buyurdular ki, sakın benim ismimi söylemeyin! Peki efendim dedik. Oturduk. Mübârekler Ebû Bekir abiye buyurdular ki;, “Allaha îmân ediyor musun?” Elbette! “Peki Peygamberimize “aleyhissalâtü vesselâm” îmân ediyor musun?” Elbette. Peki buyurdular, “Ehl-i sünnet âlimlerine sevginiz, muhabbetiniz, itaatiniz nasıl, iyi mi, buyurdular. Elbette efendim, dedi. Hocamız buyurdular ki, “Siz bir Ehl-i sünnet âlimine giderseniz, onlara doğru bir adım atarsanız, onlar size bin adım atarlar. Şimdi söyleyin” buyurdular. Ben de Ebû Bekir Abiye dedim ki, işte Mübârek hocamız bu zâttır, dedim. Ben böyle manzara görmedim. Oturduğu yerden nasıl bir fırladı, doğruca Mübâreklerin ayaklarına. Yani o cüsseyle, o nasıl bir kuvvetse, Mübârekler ayaklarını çekti ama iş işten geçti, o bitirdi işini. Ve orada öğrendik ki, siz onlara bir adım yaklaşırsanız, onlar size bin adım yaklaşırlar.

Fî emanillah



Âb-ı Hayat – 3962 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr