Âb-ı Hayat – 3934(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)


Allahü tealaya emanet olunuz efendim

ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Beş vakit namazda, hizmetlerimize iştirak eden arkadaşlarımıza dua ediyorum. Çünki Mübarek Hocamızın dua ettiğini gördüm, duydum. Onun için, bu hizmetler çok büyüktür. Mübarekler buyurdular ki; Mûris, vârisini bırakmaz. Mûris, vârisini yarı yolda bırakmaz. Mûris, Peygamberimizdir ‘aleyhissalatü vesselam’. Onun dinini yayanlar, vâristir. Cenab-ı Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ kendi dinini yayan vârislerini, yarı yolda bırakmaz. Hele hele Peygamber efendimiz! Ne şanslıyız! Böyle bir Peygamberin ‘aleyhissalatü vesselam’ ümmeti olmamız, zaten büyük bir şeydir. Bugün gene bir hadis-i şerif dinliyordum. Eshab-ı kirama ‘aleyhimürrıdvan’ öyle buyuruyor; Eğer cenab-ı Hakkın emr ettiği ve yasak ettiklerinden onda dokuzunu yapsanız, birini yapmazsanız, helak olursunuz. Ama öyle bir zaman gelecek ki, – ki Mehmed Ma’sum hazretleri beşyüz sene evvel, şimdi kıyamet zamanı, buyuruyorlar – o zamanda gelecek ümmetim, onda birini yapsın, onda dokuzunu yapamasa, gene kurtulacak. Ben de bunu Hocamıza sordum. Bunun ölçüsü nedir efendim? Namaz, oruç, bunun onda biri, onda dokuzu nasıl ayrılacak, dedim. Efendim, onu bırakın. O, ibadet kısmı. Cennet ve Cehennem, evvela imandan başlar. İmanı olduktan sonra bunlar hesaba katılır. Âhir zamanda gelecek olan ümmetin, her an imanlı ve imansız olma tehlikesi vardır. Eshab-ı kiramda bu tehlike yoktu. Onun için, bu zamanda, imanını kurtaran, iman üzere ölen, hepsini yapmış gibi olacak, buyurdular. O bir tane, imandır. Dolayısıyla, tek başına yaşamak, büyük felakettir. Bir topluluk içinde yaşamak, büyük nimettir. Mümkün mertebe, arkadaşlar birbirleriyle beraber buluşsunlar. Çünki gaflet hepimizde vardır. Bir tanesi uyanık olsa…



Âb-ı Hayat – 3934(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr