Âb-ı Hayat – 3927(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)


Allahü tealaya emanet olunuz efendim

ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Abdülhakîm Efendi hazretleri buyuruyorlar ki; Bu büyüklere rastlamak, bu büyüklerle görüşmek, anka kuşu gibidir. Anka kuşunu istediğin kadar ara, nerede olduğu belli değildir. O kadar mühimdir, o kadar tatlıdır, o kadar mahremdir. Ne gibi? Mesela çarşıya gidersin, yol kenarında bilezik, kolye vardır, hepsi sahtedir. Sen vaz geçersin, kuyumcuya gidersin. Kuyumcuya gittin, beşyüz lira, bin lira, onbin lira görürsün, bu da değil, dersin. Kutulara bakarsın, bunlar da değil, dersin. Bir dolap açar, çok küçük bir kutu açar.. İşte büyükler budur. Görür, tanımaz. Ancak dua ile, himmet ile Allahü teala seni buna kavuştursun. Onun için, Allah rahmet eylesin, mübarek Hocamız buyurdular ki; Bu büyüklerin kendisi ve sevgisi, en küçük dolabın içindeki pırlantadır. Onu elde eden, Cennete gider. Allahın izniyle, Cennete gidiyorsun. Allahü teala o pırlantayı rast gelene, sokaktan geçene vermez. Peki, kime verir? Bunun kıymetini bilecek olana verir. İşte arkadaşlarımızın hepsi, bu pırlantaya layıktır. Onların yeri burası değil kardeşim. Arkadaşlarımızın yeri, benim başımın üstünde. Böyle mücahidlerin bu zamanda varlığı, büyük bir keramet efendim, buyurdular. Onun için, arkadaşlar eğer bir arkadaşımızı kırdığı zaman, hiç şüphesiz bilsin ki, Kâbe-i şerifi yıkmıştır. Ne yapmak lazım? Kalbini kıracak bir laf etmeyeyim diye, ödü kopması lazımdır. Böyle bir birlik-beraberlikten, çok kazanılır. Dolayısıyla, büyükler ağzına taş koyarlardı ki, kardeşime bir kelam söyleyip de, onun kalbini kırmayayım diye. Halbuki, Mektûbât’ta buyuruluyor ki; Sadece kardeşin değil; ister kafir olsun, ister fasık olsun, kalp carullahtır. Allahın komşusudur, sakın ona dokunmayın. Onun için, bakın Enver abiye, hep güler yüz tatlı dil. İslamın şartı bu! Mübarekler buyurdular ki; Eğer nefsi için olursa, buna öfke derler. Çok tehlikelidir. Karşısındakinin menfaati için olursa, buna gayret derler, Allah bundan razıdır.



Âb-ı Hayat – 3927(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr