Âb-ı Hayat – 3851


Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah “radıyallahü anh” bir gün deveyle, arkadaşlarıyla birlikte bir yere gidiyorlardı. Birden deveden indi, orada bir köylüyü buldu, yanına aldı, gel dedi, sen deveye bin, deveyi ben yürüteceğim. Yani o köylüyü deveye bindirdi. Diğer arkadaşları, Eshab-ı kiram da, tamam da bu kadarı da fazla yani. Hani para ver, bir şey ver, ama sen in aşağıya, o köylüyü deveye bindir, yularını tut, nereye gidiyorsa gidelim hep beraber… Dediler ki, Ya Abdullah, sen bunu boşa yapmazsın, sebebi ne? Mübarek buyurdu ki, bunun babası, benim babamın dostuydu. Babam, bunun babasını çok severdi. Bunun babasının babama iyilikleri vardı. Evlada yapılan babaya yapılmış demektir. Abdullah ibni Ömer “radıyallahü anh”; şimdi ben size Cenab-ı Peygamberin “aleyhissalatü vesselam” bir hadis-i şerifini söyliyeyim, buyuruyor. “İyiliklerin en iyisi, baba dostuna iyilik etmektir.” İyiliklerin en iyisi, baba dostuna iyilik etmektir. İşte bütün arkadaşlarımız Mübarek Hocamızın evlatlarıdır. Bütün arkadaşlarımız, Enver abi dahil, hepsi Mübareklerin evladıdır. O halde evlada yapılan babaya yapılmış demektir. Aman ha, adım atarken, konuşma yaparken, alış veriş yaparken çok dikkatli davranın, çünkü arkadaşlarımızın babası, Mübareklerin ta kendisi…



Âb-ı Hayat – 3851

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr