ali zeki osmanağaoğlu
Büyükler buyurdular ki;
Bu ümmetin, yani bu âhir zaman ümmetinin çok rüçhan hakları vardır. Yani çok müstesna, istisnai lütuflara kavuşmuşlardır. Bir tanesi de, geçmiş ümmetlerin içinde en makbul ümmet, bu ümmettir. Sebebi, emr-i maruf ve nehy-i anil münker, bu ümmete farzdır. İblis dağın tepesine oturmuş, yandım, bittim diye feryat ediyormuş. Aveneleri etrafına toplanmış, dede niye, demişler. Çünki secde etmeyen iblis hâlâ yaşıyor. Etrafı çoğalıyor ama, kendisi kıymete kadar izin istedi, yaşıyor. İblis demiş ki; öyle bir Peygamber geliyor ki, bundan evvelki ümmetleri bozmak kolaydı; ama bunları bozmak çok zor. Çünki onlar, bir yanlış görürlerse düzeltirler. Eğer bir iyilik varsa, bildirirler. Onların dininde emr-i maruf ve nehy-i anil münker var. Dolayısıyla, bizim işimiz çok zorlaşacaktır. Buna bir çare, demiş. Herkes çareler düşünüp gelmiş, en sonunda bir tanesi, ben buldum. Bu müslümanları bozmanın yolunu buldum, demiş. Ne buldun, diye sormuş; bir, bunlara dünyayı sevdiririz. Haramları sevdiririz, onlar da bize benzerler. Veyahut da onları bid’at ehli yaparız, tövbe istiğfar etmezler, demiş. Onun için, dikkat edin, Mübarek Hocamızın eserlerinde, kitaplarında, baştan sona asıl işlenen konu, küfür ve bid’atlerdir. Çünki, insan küfre girdikten sonra, sabahlara kadar gözyaşı dökse, her gün oruç tutsa ne fayda! Onun için, mü’minin bu zamanda en hassas olacağı nokta, en çok dikkat edeceği şey, elfâz-ı küfürdür. Bunun yazılmayan kısmı kalmadı. Her kitapta, her yerde var. Sonra, inşallah Abdülhakîm Efendi hazretleri Mübarek Hocamızı, Mübarekler bizi, fakat bu en sonunda müteselsilen cenab-ı Peygambere “aleyhissalatü vesselam” gidecek, Peygamber efendimiz de inşallah ümmetini eksiksiz ve firesiz olarak Allahü tealanın huzuruna götürecek. Ne şanslıyız!
Fî emanillah
Âb-ı Hayat – 4326 (Cuma’nız Mübarek Olsun)