Âb-ı Hayat – 4303


Efendim, bir evliyaya, bir mübarek zâta sormuşlar. Âhirette seni annen mi hesaba çeksin, baban mı hesaba çeksin, demişler. Ben ikisini de kabul etmem. Ne annemi, ne babamı kabul ederim. Rabbim var! Annemin şefkati, babamın merhameti, Rabbimin merhametinin bir damlası, demiş. Derya Onda ve o bir damlayı da bütün mahlukâtına dağıtmış. İnsan olsun, hayvan olsun, bütün canlıların yavrularına karşı olan şefkati, merhameti, budur. Ben derya varken, nasıl bir damla suyla doyayım? Rabbim varken, Onun bir parça verdiği kulundan mı şefaat bekleyeyim? Bütün bunlara rağmen, eğer cenab-ı Hak bir kuluna ceza veriyorsa, iyi bilelim ki, en yakın olan annesini yahut babasını doksandokuzbin kere kırmıştır, isyan etmiştir. Ve Allahü teala mealen buyuruyor ki; Annesini babasını razı edenin, bana karşı işlediği suçlarını afv ederim. Fakat annesini babasını üzeni, bana karşı ne kadar ibadeti olursa olsun, Cehenneme atarım. Çünki cenab-ı Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyor ki; Men lem yeşkürünnase lem yeşkürnnas. Size iyilik eden birisine lâyık-ı veçhile ona teşekkür etmezseniz, Allahü tealaya ne kadar dua ederseniz edin, kabul olmaz. Men lem yeşkürünnase. Eğer insanlara, yani size iyilik edenlere teşekkür etmezseniz, Allahü tealaya teşekkür etmiş olamazsınız. Allahü tealaya şükr etmemek, Ona isyan etmektir. Bir bardak su bile verse, ona karşı bir teşekkür lazımdır.



Âb-ı Hayat – 4303

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr