Namaz, dua etmek mi demektir?

Namazı inkâr eden kâfir olur. İnanıp da, tembellik ile terk eden fâsık olur.

 

 

 

Sual: Bazı kimseler, ‘Kur’ânda namaz, salat kelimesiyle bildirilmiştir. Salat kelimesi de dua etmek demektir, dua edince namaz yerine geliyor’ diyorlar. Bunun gerçekle bir alakası var mıdır?

 

Cevap: Bu konuda Dürr-i yektâ şerhinde deniyor ki:

 

“Kur’ân-ı kerimin birçok yerinde emrolunan Salât kelimesi, her gün beş vakitte, herkesin bildiği şekilde kılınan namazdır. Bu salâtın, hususi hareketleri yapmak ve hususi şeyleri okumak olduğu, Peygamber efendimiz tarafından bildirilmiş, kendisi de böyle kılmış olduğunu, Eshâb-ı kiram, Tâbiîne, onlar da, Tebei tâbiîne bildirmişler, her asırda bulunan âlimlerin haberleri, tevâtür ile bizlere kadar gelmiştir. Tevâtür, bir haberin ağızdan ağıza yayılması demektir. Bu tevâtür haberleri, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları ile, bütün dünyaya yayılmıştır. Tarikat şeyhi olduğunu söyleyen bazı mülhid ve zındıklar, cahil Müslümanlara, ‘Sana namazı bağışladım. Artık kılma’ yahut ‘Allahın ve Peygamberin emir ettiği namaz, herkesin yaptığı, yatıp kalkmak ve belli şeyleri okumak değildir. Allahın ismini zikretmek ve Onun büyüklüğünü düşünmek demektir’ derse, namazı inkâr ve Müslümanları ifsad etmiş olur. Bunlar mahkeme kararı ile cezalandırılır. Bunların yakalandıktan sonra yaptığı tövbesi kabul olmaz. Namazı inkâr eden, yani vazife olduğuna inanmayan kâfir olur. İnanıp da, tembellik ile terk eden fâsık olur. Yani büyük günah işlemiş olur. Kılmaya başlayıncaya kadar hapsolunur. Kılmaya başlayınca, kılmadıklarını da kaza etmesi ve ayrıca tövbe etmesi lazım olur.”

 

Namazın nasıl kılınacağını, kaza namazlarını, bütün din bilgilerini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmeli, sinsi düşmanların ve zındıkların yaldızlı yazılarına ve tatlı sözlerine aldanmamalıdır. Namaz, dinin direğidir, namaz kılan, dinini doğrultur, kılmayanın, dini yıkılır.

 

Sual: Namaz kılarken abdesti bozulan bir kimse, ne yapar, nasıl hareket eder?

 

Cevap: Halebî-i sagîrde buyuruluyor ki:

 

“Abdestin farzları, sünnetleri, edebleri ve menhi, yani yasak olan şeyleri vardır. Abdestsiz olduğunu bilerek zaruretsiz namaz kılan kâfir olur. Namaz kılarken abdesti bozulan Hanefi, hemen omuzuna selam verip, namazdan çıkar. Vakit çıkmadan abdest alıp, namazını baştan tekrar kılar.”

 

 

 

Osman Ünlü’nün önceki yazıları…


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü