Allahü teala Kur’ân-ı kerîmde mealen buyuruyor ki; Hiçbir şeyi abes olarak yaratmadım. Yani hiçbir şeyi hikmetsiz ve sebepsiz yaratmadım. Bir vatandaş bir yerden geçiyormuş. Geçerken burnuna bir koku gelmiş, kötü bir koku. Eğilmiş bakmış, orada bir böcek. Ya Rabbi, senin her şeyin mükemmel, bu böcek lüzumsuz. Niye bunu yarattın? Bunun neye faydası var, deyivermiş. Eve gelmiş, felaket bir çıban. Her an büyüyor ve acısı da artıyor. Gittikçe acısı artıyor, feryat ediyor. Hocalar doktorlar gelmişler, onun tesirinden ve ilerlemesinden âciz kalmışlar. Efendim uğraşmayın. Burada bir meczup, bir Allah adamı var. Onu çağıralım, o inşallah bir şey söyler, demişler. Getirmişler, o mübarek zât bir bakmış, bunun ilacı o böcek. O böceği getirin öldürün, ölüsünü yakın, külünü bana getirin, demiş. Etrafındakiler olur mu öyle şey diye söylenirken, o vatandaş; dokunmayın. Bu benim cezamdır, yakalayın getirin o böceği, demiş. Hakaret etti, Allah onu, ona muhtaç etti. Böceği getirip hal etmişler. Külünü döktükçe küçülmüş, döktükçe küçülmüş. Buna etme bulma dünyası derler. Tıbbın işi değil bu.
Âb-ı Hayat – 4294