Dua; lafzi ve fiilî olarak iki türlüdür

Dua, Allahü teâlâdan bir şey istemek demektir. Dua etmeyen, arzusuna kavuşamaz…

 

Sual: Dua ne demektir ve  dua yalnızca dil ile mi yapılır?

Cevap: Dua, Allahü teâlâdan bir şey istemek demektir. Dua etmeyen, arzusuna kavuşamaz buyurulmuştur. Dua; lafzi ve fiilî olmak üzere iki türlüdür:

1-Lafzi dua; Allahü teâlâdan lafız, söz ile istemektir. Bu duanın kabul olması için şartlar vardır. Bu şartlar, dua edenin Müslüman olması, ihlas sahibi olması, namazlarına devam etmesi, fasık olmaması, yani haram işlememesi, üzerinde kul hakkı bulunmaması gibi şeylerdir. Bu şartlar bulunmayanların duaları kabul olmuyor. Sıkıntı içinde yaşıyorlar.

2-Fiilî dua; istenilen şeyin sebebine yapışmaktır. Allahü teâlâ, her şeyi, bir sebep ile yaratmaktadır. Allahü teâlâdan bir şey isteyenin, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapması lazımdır. Mesela, bir yeri ağrıyanın, ağrı kesici bir ilaç kullanması lazımdır. Bu ilacı kullanması, fiilî dua etmek olur. Fiilî duanın kabul olması için, sebebin tesirinin kati olması, iyi bilinmesi lazımdır.

Lafzi dua ile fiilî dua birbirine uygun değilse, fiilî dua kabul olur. Müslümanın, iyi ve caiz olan şeylerin sebeplerini bilip, dua için, bu sebepleri yapması lazımdır. Bu sebepler yapılınca, Allahü teâlâ, istenilen şeyi yaratır. Çünkü, sebepleri yapılan şeyi yaratması, âdetidir. Aç olanın bir şey yemesi, fiilî sebebe yapışmak, fiilî dua etmek olur.

(Dua ediniz, kabul ederim) buyurulması, fiilî dua etmeyi emretmektedir.

Sual: Bir ibadetin vacip veya bidat olmasında tereddüt hasıl olursa nasıl hareket etmelidir?

Cevap: Bir şeyin vacip veya bidat olmasında şüphe edilse, bu şeyi yapmak iyi olur. Bidat ile sünnet arasında şüphe olsa, yapmamak lazım olur.

Sual: Bir kimsenin, öldüğü odaya, evinin bahçesine gömülmesinde bir mahzur olur mu?

Cevap: Herhangi bir kimseyi öldüğü odayı kazıp, buraya gömmek caiz değildir. Mekteb, okul, tekke yanına da gömmeyip, Müslümanların defnedildiği İslam mezarlığına götürmelidir.

Sual: Bir kimse, bahçesinin veya arsasının içine istediği derinlikte kuyu, istediği yükseklikte bina yapmasında, dinen bir mahzur var mıdır?

Cevap: Bu konuda Mecellenin 1194. Maddesinde deniliyor ki:

“Bir arsaya sahip olan, üstündeki boşluğa ve toprağın içine de malik olur. İstediği kadar yüksek bina ve derin kuyu yapabilir.”


Osman Ünlü

Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü