O bizim işimize karışmasın!

Behlül Dânâ hazretleri rastladığı kimselere nasîhat ediyor, yanlış iş yapanları îkaz ediyordu. Ancak bâzı kimseler vardı ki, bu hâlden çok rahatsız oluyorlardı.

 

Bunlar halîfeye gidip;

 

“Behlül’e söyleyin, bizim işimize karışmasın. Her koyun, kendi bacağından asılır” dediler.

 

Halîfe de onu çağırıp;

 

“Ey Behlül! İnsanlar senden şikâyetçiler” dedi.

 

O da sordu ki:

 

“Ne diyorlar?”

 

“O, bizim işimize karışmasın. Zîra her koyun, kendi bacağından asılır diyorlar.”

 

Behlül Dânâ;

 

“Pekâlâ” dedi.

 

Ve çıktı saraydan. Birkaç koyun alıp kesti ve bacaklarından astı herbirini bir sokağın başında.

 

İnsanlar bunu görüp;

 

“Ne olacak, deli işte!” dediler. Fakat birkaç gün sonra etler kokmaya başlayınca iş değişti.

 

Halîfeye koştular.

 

“Ey halîfe! Behlül’e söyleyiniz. Astığı koyunların kokusundan bîzar olduk” dediler.

 

Hârun Reşid de;

 

“Çağırın gelsin” dedi

 

Gelince ona dedi ki:

 

“Ey Behlül! Halk senden şikâyetçi.”

 

“Neymiş şikâyetleri?”

 

“Astığın o koyunlar.”

 

“Ne olmuş koyunlara?”

 

“Çok pis kokuyorlarmış.”

 

Behlül taşı gediğine koydu:

 

“Evet, ben de onu anlatmak istedim onlara. Demek ki, bir kötünün zararını, bütün bir mahalle halkı çekermiş. Herhâlde anlamışlardır.”




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan