Âb-ı Hayat – 4268


Mektûbat’ta İmâm-ı Rabbânî hazretleri birine yazdığı mektûbda buyuruyor ki; sen cenâb-ı Hakkın ihsan ettiği, lutfettiği cevheri çıkardın, çöplüğe attın diyor. Neden böyle söylüyor, çünkü birkaç kuruş dünya için üç beş kuruş para kazanmak için Serhend’i terk etmiş, askerliğe gitmiş. Askerlikte bana fazla para verecekler diye uzaklaşmış oradan. Çok kırılmış ona çok, hatta bir başka mektûpta da, diyar-ı ruma gönderdiği mektupta buyuruyor. Diyar-ı rum Türkiye demek. Burada da İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebeleri varmış, çok sevenleri varmış, diyar-ı rum’a gönderdiği mektupta da şöyle buyuruyor; sen, annem hasta, babam hasta, annem babam rahatsız bahanesiyle buraya gelmeyi terk ettin. Anneni babanı cevhere tercih ettin, ama bilmiş olasın ki, Allah hakkının önüne kimse geçemez. Hak evvela Allahındır. Sen, Allahü teâlânın hakkını terk ettin, anne baba hakkını öne aldın, bilesin ki anne baba hakkını gözetmek zaten Allah içindir. Allahü teâlânın rızası içindir, yoksa siz cenâb-ı Hakkın bu emrini çıkarıp, git anne babanın ayaklarının altını öp, yok öyle. Rabbinin emrini yerine getirmekle, annesine, babasına, kardeşine, din kardeşine hizmet ederse istifade eder. Yani Allah için olursa faydalı olur, nefsi için olursa, şöhret için olursa, ne yaparsa yapsın o kaybeder. Dolayısıyle sen, buraya gelmemekle çok şey kaybettin. Unutmayın, orada senin kazanacağın sevaplar, deryada bir damla etmez. Hatta belki de günaha giriyorsun; burada dînini öğrenecektin, diyor. Hatta başka bir mektupta Veysel Karânî’ye de, Karânî’ye bile, sen nasıl cenâb-ı Peygamber hayatta iken, O’na îmân ettiğin halde gelip görmedin. Annem böyle dedin. Allaha teslim et. Zaten sende ne var ki.. Velhâsıl arkadaş, maksadımız rıza-i ilahi olmadıktan sonra, ne yaparsak yapalım hepsi hava.





Âb-ı Hayat – 4268

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr