Bir mümine yapılacak en büyük iyilik, onun Ehl-i sünnet vel cemaat itikadında olmasıdır. Çünkü o itikad, o iman, onun hem dünyası içindir, hem âhireti içindir. İmanı olan dünyada sıkıntı çeker, âhirette rahat eder diye bir şey yok. Çünkü müminin her hali ibadettir, her hali sevabdır. Mesela sıkıntı çekiyor. Ne yapar? Sabr eder, sabrın sevabını alır. Nimetlere kavuşmuştur, şükr eder, bu sefer şükrün sevabını alır. Yani mümin için kayıp yok, boş yok.
Âb-ı Hayat – 4262