CEVAP
Bunu reformcuların kendilerine sormak gerekir, fakat niyetleri iyi olsa bile, dinde reform yapmak dinsizlik olur. Dinî hükümleri koyan Allahü teâlâdır. Bir hükmünü değiştirmek, o hükmü beğenmemek olur. Allah’ın koyduğu hükmü beğenmeyen elbette kâfir olur. Allahü teâlâ, (Resulüme uyun!) buyuruyor. Resulullah’ın koyduğu hükmü beğenmeyip değiştiren de kâfir olur. Resulullah da, (Âlimler benim varislerimdir) buyuruyor. İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri ve diğer müctehid imamlar, Resulullah’ın vârisidir. Vârisini yok saymak, onları vâris tayin eden Resulullah’ı yok saymak olur.
Müctehid imamlar, ictihadlarında hata etse bile, Allahü teâlâ onlara sevab veriyor. Reformcu yazar, sevab olan bu ictihada, niye kırmızı renk görmüş boğa gibi saldırıyor ki? Müctehid imamların ictihadları dinde senet değil midir? Bu reformcular, müctehid âlimlerin sözbirliği olan icma’ı bile delil kabul etmiyorlar. Ama kendi görüşlerini din gibi ortaya atarak reformu savunuyorlar. Hâlbuki dinimizde noksanlık yok ki reform yapılsın! İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimde, mealen, (Bugün dininizi tamamladım, size din olarak İslamiyet’i verdim) buyuruluyor. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [dinde reform yapmaya] çalışmak, bu âyete inanmamak olur. (Mektubat 1/260)
Bu reformcular, (Mezhep imamlarının ictihadları, dinin emirlerini arttırmış, dini zorlaştırmıştır) diyorlar. Hâlbuki ictihad Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflerin manalarını açığa çıkarır, emirleri arttırmaz, değiştirmez. Bunlar ise, hem yetkili müctehid âlimlerin ictihadlarına karşı çıkıyorlar, hem de kendileri, yetkisiz oldukları hâlde, ictihad yapıyoruz diyerek müctehid imamlarımızın Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflerden çıkardıkları hükümleri ortadan kaldırmaya, böylece dinî yıkmaya çalışıyorlar. Müctehid imamlara saldıran bu türedilere itibar edilmemelidir.
Reform nerede gerekli?