Fıkıh bilgilerini daha çok bilenin ve gözetenin, başkalarından önce imam seçilmesi lazımdır.
Sual: Birkaç kişi bir araya geldiğinde, cemaatle namaz kılacaklarında hangisinin tercihen imam olması gerekir?
Cevap: Fıkıh bilgilerini daha çok bilenin ve gözetenin, başkalarından önce imam seçilmesi lazımdır. Bundan sonra, tecvit ile okuyan seçilir. Hafız olması şart değildir. Bunlar birkaç kişi ise, vera sahibi olan seçilir. Vera, şüphelilerden kaçınmak demektir. Bundan sonra, yaşı çok olan seçilir. Bundan sonra, sıra ile, huyu, yüzü, nesebi, sesi, elbisesi güzel olan seçilir. Bunlar birkaç kişi ise, aralarından malı, mevkisi çok olan seçilir. Bunlar da benziyor ise, mukim misafire imam olur. Seçimde uyuşulmazsa, çoğunluğun seçtiği imam olur. Daha üstünü varken, başkası seçilirse, çirkin olur, fakat günah olmaz. Bir evde, ziyafette, seçim aranmadan, ev sahibi, ziyafet sahibi imam olur, yahut imamı bu seçer. Kiracı, ev sahibi demektir. İstenmeyen kimsenin imam olması mekruhtur. Bidat sahibi kimsenin imam olması da tahrimen mekruhtur.
Sual: Bir Müslüman, kendi mezhebinde güç olan bir emri, bir ibadeti, başka bir mezhebi taklit ederek yapabilir mi?
Cevap: Bir ibadeti, bir işi yapmak için, dört mezhepten birini taklit etmeye niyet etmek, o mezhebe uyarak yapmak lazımdır. Dört mezhebin her birinde, bir işin yapılması için, bir kolay yol, bir de güç yol vardır. Birinci yola Ruhsat, ikincisine Azimet yolu denir. Kuvvetli, hâli elverişli olanın, azimet ile amel etmesi efdaldir. Güç olan işi yapmak, nefse daha ağır gelir. Nefsi daha çok ezer, zayıflatır. İbadetler, nefsi zayıflatmak, kırmak için emir olundu. Çünkü nefis, insanın da, Allahın da düşmanıdır. Onu zayıflatarak azmasını önlemek lazımdır. Fakat, büsbütün öldürülmez, çünkü, bedenin hizmetçisidir. Zayıf, hasta, sıkışık hâlde olan kimsenin, ibadetlerinde, işlerinde azimet yolunu terk etmesi, ruhsat yolu ile yapması lazımdır. Kendi mezhebinin ruhsat yolu ile yapması da güç olursa, diğer üç mezhepten birini taklit ederek yapması caiz olur.
Sual: Deli olan veya 24 saat baygın kalan bir kimse, daha sonra kılamadığı namazları kaza eder mi?
Cevap: Deli olan veya bayılan kimse, yirmidört saatte ayılamazsa, iyi olunca, namazlarını kaza etmez. İçki, afyon, ilaç ile aklı giden kimse, kılamadığı her namazı kaza eder.