Çıplak olarak namaz kılmak!

Çıplak olan kimse, yanında bulunanlardan örtü ister. Söz verilirse, vaktin sonuna kadar bekler.

 

 

 

Sual: Namaz için örtülmesi gereken yerlerini örtecek bir elbise veya örtü bulamayan bir kimse, namazını nasıl kılar, kazaya bırakabilir mi?

 

Cevap: Avret yerini örtmekten aciz kalan bir kimse, namazda oturduğu gibi veya daha iyisi, ayaklarını kıbleye uzatıp, elleri ile önünü örtüp, ima ile kılar. Çünkü, avret yerini örtmek, namazın diğer farzlarından daha mühimdir. Çıplak olan kimse, eğer varsa yanında bulunanlardan örtü ister. Söz verilirse, vaktin sonuna kadar bekler. Su olmayınca, suyu ümit edenin de vaktin sonuna kadar, su beklemesi, ancak bundan sonra teyemmüm etmesi lazımdır. Parası olanın su ve örtü alması lazımdır. Dörtte birinden azı temiz olan örtüden başka bir şey bulamayan kimsenin, bu örtü ile kılması veya oturup ima ile kılması caiz olup, dörtte biri temiz olan örtü ile, ayakta kılması lazımdır ve namazını iade etmez.

 

Görülüyor ki, çıplak kalanın da, namazı vaktinde kılması, kazaya bırakmaması lazımdır. Tembellikle kılmayanların ve kaza namazlarını ödemeyenlerin, büyük suç altında sorumlu olduklarını, günaha girdiklerini buradan da anlamalıdır.

 

Sual: Herhangi bir kimseye, al şu parayı sarf et, kullan veya al şu elbiseyi giy dense, bunlar bu kimseye hediye edilmiş mi oluyor?

 

Cevap: Herhangi bir kimseye, al sarf et diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, o kişiye teslim edilince, ödünç verilmiş olur. Fakat al, giy diyerek verilen elbise ise, hediye olur.

 

Sual: Bulunduğu yerde kıbleyi tayin edemeyen bir kimse, Müslüman veya gayr-i müslim herhangi bir kimseye kıbleyi sorabilir mi?

 

Cevap: Cami, mihrap bulunmayan, hesap, yıldız gibi şeylerle de anlaşılamayan yerlerde, kıbleyi bilen, salih Müslümanlara sormak lazımdır. Kâfire, fasıka ve çocuklara sorulmaz. Kâfire, fasıka, muamelatta inanılırsa da, diyanatta yani ibadetlerde inanılmaz. Kıbleyi bilen kimseyi aramaya, lüzum yoktur. Kendisi araştırır. Karar verdiği cihete, yöne doğru namazını kılar. Sonradan, kıblenin yanlış olduğunu anlarsa, namazı iade etmez.

 

Sual: Terziye verilen kumaşı, terzi istenilen şeyden farklı olarak başka bir şey dikse, kumaş sahibi kumaşı isteyebilir mi?

 

Cevap: Terziye verilen kumaşı, terzi, ceket yerine pantolon olarak dikse, kumaş sahibi, isterse pantolonu alır, isterse kumaşı ödetir.


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü