Âb-ı Hayat – 4225


Bir mübarek zata, seni âhirette hesaba annenin mi yoksa babanın mı çekmesini istersin, ikisinden birini seç deseler hangisini seçersin demişler. O da ikisini de kabul etmem demiş. Peki seni kim hesaba çeksin demişler. O da, Rabbim demiş. Annemin şefkati, babamın merhameti Rabbiminkinin yanında deryada bir damla kadar kalır. O bir damlayı da bütün mahlûkatına dağıtmış. İşte bu dağılan şefkat ve merhamet o mahlûklarının yavrularına karşı kullandıklarıdır. Dolayısıyla, bütün bunlara rağmen cenab-ı Hak bir kuluna ceza vermişse, o kulu annesini veya babasını doksan dokuz defa kırmıştır. Cenab-ı hak mealen buyuruyor ki,; annesini babasını razı edenin, bana karşı işlediği bütün hatalarını af ederim. Annesini babasını üzenin, bana karşı ne kadar ibadeti olursa olsun onu Cehenneme atarım. Çünkü cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” buyuruyor ki, Men lem yeşkürün-nâse lem yeşkürullah. Size iyilik yapan birisine layığı veçhile teşekkür etmezseniz Allahü tealaya şükretmiş olamazsınız. Allahü tealaya şükretmemek O’na isyan etmek demektir. Düşünün ki, dünyaya gelmemize sebep olan onlardır, ilk mürşidimiz onlardır, kulağımıza ilk Allah birdir diyen onlardır. Bizi kiliseye, havraya da götürebilirlerdi, Peygamberimizi “aleyhissalatü vesselam” inkâr da ettirebilirlerdi.



Âb-ı Hayat – 4225

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr