Âb-ı Hayat – 4195


Bugün konuşmak yok, onu peşin söyleyeyim. Herkes bana baksın, ben de size bakayım. Çünki bugüne kadar çok konuştuk. Şimdi mecburen konuşacağız. Emir demiri keser. Efendim, elhamdülillah, Enver abi geldi. Âhiretten gelmiş gibi olduk. Çünki Enver abi çok sıkıntılar, çok badireler atlattı, çok ölümlerden döndü. Cenab-ı Hak nasip etti, herkese beni ve sizi bana kavuşturdu. İnşaallah ömrümüz oldukça, dünyada çok görüşürüz, âhirete gittiğimiz zaman da hep beraber oluruz.

İnsanlar niçin yaratıldığını bir bilseler. Ben elli sene, yüz sene evvel yoktum, elli-yüz sene sonra gene yok olacağım. Peki, ben dünyaya niye geldim diye bir düşünseler, kaymak, bal gibi olur. Onun için, Allahü teala rahmet eylesin, Mübarek Hocamız buyurdular ki; En büyük fazilet, insanın kendini tanıması ve haddini, sınırını bilmesidir. Bugün aile geçimsizliklerinde, şirket geçimsizliklerinde, her yerde ve her zaman bütün sıkıntılar, üzüntüler, sınır tecavüzünden kaynaklanmaktadır. Herkes kendi sınırına razı olmayıp, başkasının sınırına geçince, oradan münakaşa, geçimsizlik çıkıyor. Dolayısıyla, din ilimdir. İlimsiz din olmaz. Eğer ilim olmazsa, insan şeytanın maskarası olur.



Âb-ı Hayat – 4195

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr