“Gadap, şeytânın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Gadaba gelince, abdest alınız!”
İslâmiyet ve sağlığımız -6-
Hasta olmamak ve hastalıktan kurtulmak için her şeye aşırı kızmamalıdır. Hatta kendisine kötülük yapana bile kızmayıp, ona da iyilik yapmalıdır.
Abdüllah ibni Abbâs’a “radıyallahü teâlâ anhümâ” bir kimse sövdü. Buna karşılık olarak, “bir ihtiyâcın varsa, sana yardım edeyim” buyurdu. Adamcağız başını öne eğerek ve utanarak özür diledi… Hazret-i Hüseyin’in oğlu Zeynel Âbidîn Alî’ye “radıyallahü teâlâ anhümâ” bir kimse sövdü. Elbisesini çıkarıp ona hediye eyledi… Îsâ aleyhisselâm, Yahûdîlerin yanından geçerken, kendisine çok kötü şeyler söylediler. Onlara iyi ve tatlı cevaplar verdi. “Onlar, sana kötülük yapıyor, sen onlara iyi söylüyorsun” dediklerinde, (Herkes, başkasına, yanında bulunandan verir) buyurdu…
Halîm, selîm kimse, dâima neşeli, râhat olur. Onu, herkes metheder, över. Hadîs-i şerîfte, (Gadap, şeytânın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Gadaba gelince, abdest alınız!) buyuruldu. Bunun için, gadaba gelince, “eûzü besmele” ve iki “kul e’ûzü”yü okumalıdır. İnsan, gadaba gelince, aklı örtülür. İslâmiyetin dışına çıkar. Hadîs-i şerîfte, (Gadaba gelen kimse, ayakta ise otursun. Gadabı devam ederse, yan yatsın!) buyuruldu. Ayakta olanın intikam alması kolaydır. Oturunca, azalır. Yatınca, daha azalır.
Gadab, kibirden doğar. Yatmak, kibrin azalmasına sebep olur. Gadab edince, (Allahümmagfir li-zenbî ve ezhib gayza kalbî ve ecirnî mineşşeytân) okumak, hadîs-i şerîfte emrolundu. Manâsı, (Yâ Rabbî! Günâhımı affeyle. Beni kalbimdeki gadaptan ve şeytânın vesvesesinden kurtar) demektir…
Gadaba sebep olan insana yumuşak davranamayan kimse, onun yanından ayrılmalı, onunla buluşmamalıdır. Ne dünya için, ne de âhiret için, hiç kimseye kızmamalıdır. (Lâ tagdab) hadîs-i şerîfi, kızmayı yasak etmektedir. Bir kimse, gadap ederse, yani kızarsa, bütün sinirleri bozulur. Bazı uzuvları hasta olur. Doktorlar buna ilâç bulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, (Lâ tagdab) hadîs-i şerîfidir. Kızan kimse, sözleri ile, hareketleri ile, yanındakileri incitir. Onlar da, sinir hastalığına yakalanır. Evde, râhat, huzûr kalmaz. Yuvanın dağılmasına, câna kıyılmasına bile sebep olur.
Bir evde gadap eden kimse yok ise, orada saâdet, râhat ve huzûr, neşe vardır. Kızan kimse varsa, orada, râhat, huzûr ve neşe bulunmaz. Erkek ile zevcesi arasında ve ana ile evlâdı arasında geçimsizlik, hatta, düşmanlık eksik olmaz. Ahkâm-ı islâmiyeye, İslâmın emir ve yasaklarına uymanın, saâdet ve râhatlık ve neşe getireceği buradan da anlaşılmaktadır. Ahkâm-ı İslâmiyeye uyan kâfirler de dünyada saâdete kavuşurlar. Câhiller, ahmaklar, gadaba ve tehevvüre şecâat ve erkeklik ve izzet-i nefs ve gayret ve hamiyet diyorlar. Bu, güzel isimlerle gadap kötü huyunu süslüyorlar, güzelleştiriyorlar. Gadap etmenin iyi olduğunu anlatıyorlar. Bunu methetmek, övmek için, büyüklerin gadap ettiklerini gösteren hikâyeler de, anlatıyorlar. Böyle yapmak, câhilliktir. Aklın noksan olduğunu gösterir. Bunun içindir ki, hasta, sağlam olandan, kadın, erkekten, ihtiyâr da, gençten daha çabuk kızmaktadır.
2024-05-29 02:00:00