Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yemeden, bitirmeden ölmez.
Sual: Maddi ve manevi rızıklar, insan daha dünyaya gelmeden önce takdir edilmiş midir?
Cevap: Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın bedeninin ve ruhunun rızıkları da bellidir. Rızık hiç değişmez, azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yemeden, bitirmeden ölmez. Bir kimse, Allahü teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık, ona bereketli olur. Bu çalışmaları için de sevap kazanır. Eğer, rızkını Allahü teâlânın yasak ettiği yerlerde ararsa, yine ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat, bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur. Rızkına kavuşmak için kazandığı günahlar da, onu felaketlere sürükler.
Zamanımızda, zamana, modaya uymadan olmuyor diyerek, çocuklarını, para kazanmak için haram yerlere gönderenler çoğalmaktadır. Aç kalmalarından korkarak, onlara dinlerini öğretmiyor, Kur’ân-ı kerim okutmuyor, yavrularını cahillerin ellerine bırakıyorlar. Çocukları dinsiz, imansız yetişiyor. İstikballerini, geleceklerini kazansınlar diyerek, namuslarının, hayâlarının yok edilmesine hangi vicdan razı olur? Sıkıntılar çekerek, ezelde ayrılmış olan rızıklarına kavuşuyorlar. “Namaz karın doyurmuyor, kızların ev işlerini öğrenmesi, ekmek parası getirmiyor. Zamana uymazsak, dine bağlı kalırsak sürünürüz” gibi çılgınca konuşanlar da oluyor. Hâlbuki, oğullarına, küçük iken dinleri, imanları öğretilir, Kur’ân-ı kerim okutulur ve bundan sonra da, Allahü teâlânın emirlerine uygun olarak para kazanmaya çalıştırılırsa, yine aynı rızka, hem de kolayca, rahatça kavuşurlar. Anaları, babaları ve çocuklar hem sevap kazanır, hem de kazançlarının hayrını görürler… Bu sebeple aklımızı başımıza toplayıp, rızıklarımızı helal yoldan aramalıyız.
Sual: İki kişi arasında alışveriş yapılırken, şahit bulundurmaları ve senet yapmaları gerekir mi?
Cevap: Alışveriş yaparken, şahit bulunması veya senet yazılması lazım değildir. Fakat her ikisi de yani şahidin bulunması ve senet yazılması caizdir ve iyi olur. Senet ücreti müşteriye aittir.