Âb-ı Hayat – 4024


İnsanın kendi aklına tâbi olması demek, kendi nefsine uyması demektir. Çünki akıl, hakikati buluncaya, öğreninceye kadardır. Ondan sonra terk! Hâlâ aklında uğraşıp duruyorsan, hâlâ onun dediklerini yapıyorsan, bir gün mutlaka yanılırsın. Çünki eğer akıl doğruyu bulabilecek bir şey olsaydı, Peygamberler gelmezdi. Herkes kendi aklıyla hak yolu bulur ve cenab-ı Hakkın rızasına kavuşurdu. Akıl doğruyu buluncaya kadardır. Nitekim, Mevlana Celaleddin-i Rûmi hazretleri buyuruyor ki; Kavuştum, aklımı bıraktım ve kurtuldum. Mesele bunu diyebilmektir. Müslüman olup, dini öğretecek zâtın Allah adamı olduğuna inanıncaya kadar uğraşmaktır. Çünki herkes Allah adamı olduğunu iddia eder. Hatta ısrar eder. Allah adamı çok zor bulunur. Yanlış bir kişiye Allah adamı dediğiniz takdirde, böyle bir insana ruhunu, inancını, kalbini teslim ederse, zehri saldıkça artık onu kimse kurtaramaz.



Âb-ı Hayat – 4024

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr