Vekalet nedir, nasıl verilir?

Vekalet, bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması demektir.
 
Sual: Vekalet nedir, nasıl vekil yapılır ve haberci diye kime denir?
Cevap: Vekalet, bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması, başkasına iş havalesi demektir. Yerine geçirilen başka kimseye Vekil denir. Vekil edene Sahip denir. Bir kimsenin sözünü başkasına götürene Resül veya Haberci denir.
Birini vekil yapmak, icap ve kabul ile olur. Yani “Seni vekil yaptım” ve “Kabul ettim” sözleri veya yazıları ile olur. Vekil, cevap vermeden, işi yapmaya başlasa, kabul etmiş olur. İş habersiz yapıldıktan sonra, sahibinin, izin verdim demesi ile de, vekil etmiş olur. Kiracı kira ile, kiradaki malı tamir etmeye vekil yapılabilir.
Sual: İnkâr edenleri, açıkça günah işleyenleri sevmemek, onlara kötü davranmak, eziyet etmek mi demektir?
Cevap: Her Müslüman, hem imanını korumaya, kaptırmamaya çalışmalı, hem de, Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine inanmayanları sevmemelidir. Fakat, sevmediklerine de, kötülük, zulüm yapmamalı, kâfirlere ve bidat sahiplerine tatlı dil ve güler yüz ile nasihat etmelidir. Onların felaketten kurtulmalarına, saadete kavuşmalarına çalışmalıdır. Mazher-i Cân-ı Cânân hazretleri buyuruyor ki:
“Kafirleri, bidat sahiplerini ve açıkça günah işlemeye devam eden fasıkları sevmememiz emrolundu. Bunlarla konuşmamalı, evlerine, toplantılarına gitmemeli, selam vermemeli, arkadaşlık yapmamalıdır. Zaruret ve ihtiyaç olduğu zaman, zaruret miktarı kadar, bu yasaklara izin verilmiştir. Bu zaman, onlarla görüşmek caiz olur ise de, kalbin yine onları sevmemesi lazımdır.”
Sual: Eshab-ı kiramın veya dört mezheb imamının, birbirini taklid ettikleri olmuş mudur?
Cevap: Bir müctehidin kendi ictihadına göre amel etmesi lazımdır. Başka müctehide uyması caiz değildir. Eshab-ı kiramın hepsi müctehid idi. Bunun için bazı işlerde birbirlerine uymamışlardır. Bunun gibi, imam-ı Ebu Yusuf’un, bir cuma günü, tekrar abdest almaması ve imam-ı Şafii’nin, imam-ı a’zam Ebû Hanife’nin kabri yanında namaz kılarken, rükudan sonra ellerini kaldırmaması, başkasını taklit olmayıp, kendi ictihatlarına göre hareket etmelerindendir.
Sual: İnsanın yüzüne karşı durup namaz kılmakta mahzur var mıdır?
Cevap: Bir kimsenin yüzüne ve yüksek sesle konuşanların sırtına karşı namaz kılmak mekruhtur.


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü