Âb-ı Hayat – 4006


Bugün Ferit abi geldi yukarıya, eski günleri tazeletti bana. Sapanca günlerini hatırlattı bana. Ferit abinin Sapanca’daki evinde hep beraber oturuyoruz. Mübarek Hocamız anlatıyorlar, derken Ferit abi bir ara ayrıldı, sonra tekrar geldi. Mübareklere dedi ki, efendim, Osman (Ağaoğlu) abiyi telefondan istiyorlar. Mehmet Doğar abi telefon ediyor, Osman abi ile görüşecekmiş. Buyrun gidin efendim, buyurdular. Arkasından birşeyler söylediler, mühim olan o, onu söyleyeceğim. Efendim buyurdular, hayırlı insanlardan daima hayırlı kelam çıkar. Şimdi muhakkak ki o arkadaş, bu arkadaşa hayırlı haberler verecek. Onu için gitmişti, buyurdular. Ve bir hadîs-i şerif okudular. Efendim, Cenab-ı Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” buyuruyorlar ki, “Her kabın içinden, içinde ne varsa o dökülür”. Dolayısıyla Ehl-i sünnet itikadında olan, büyükleri seven ve tanıyan, Allah’dan korkan, herhalde, her zaman iyi şeyler söyleyecektir, iyi haberler verecektir. Şimdi bazen çok duygulanıyorum desem yeri, gülüyorum desem biraz yeri, herhangi bir arkadaş, nerede olursa olsun, eğer güzel bir haber yakalamışsa, ya maille, ya telefonla veyahut da bizzat gelerek, Enver abi Enver abi… diyor. Ya Rabbi diyorum, ben de zamanında Mübarek Hocamızı hep böyle sevindirmek için fellik fellik ortalıkta dolaşıyordum, birşey duyayım da ben de Mübarekleri sevindireyim diye… Aynısı…



Âb-ı Hayat – 4006

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr