Sual: İnsanlarda var olan hata ve kusurları, onların ardından söylemekte, başkalarına bunları anlatmakta dinimiz açısından bir mahzur var mıdır?
Cevap: Gıybet, bir Müslümanın veya gayr-i müslimin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir. Gıybet etmek haramdır, büyük günahlardandır. Bir kimseyi kötülemek gıybet olur. Gıybet ve iftira söylemek, büyük günah olduğu gibi, bunları dinlemek de haramdır.
Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendisine verilmesine sebep olur. Bunları, her zaman düşünmek, insanın gıybet etmesine mâni olur. Gıybet, üç türlüdür:
Birincisinde, ben gıybet etmedim, onda bulunan şeyi söyledim, der. Böyle söylemek, küfür olur. Çünkü, harama, helal demiş olur.
İkincisinde, gıybet olunana duyurmaktır. Büyük haram olur. Tövbe etmekle affedilmez. Onunla helalleşmek de lazım olur.
Üçüncüsünde, gıybet olunanın bundan haberi olmaz. Tövbe ve istiğfâr etmekle ve ona hayır dua etmekle affolur.
Yanında gıybet yapıldığını işiten kimse, buna hemen mâni olmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşine, onun haberi olmadan yardım eden kimseye, Allahü teâlâ dünyada ve ahırette yardım eder.)
(Yanında, din kardeşi gıybet edilince, gücü yettiği hâlde ona yardım etmeyen kimsenin günahı, dünyada ve ahırette kendisine yetişir.)
(Bir kimse, dünyada din kardeşinin ırzını korursa, Allahü teâlâ, bir melek göndererek, onu Cehennem azabından korur.)
(Bir kimse, din kardeşinin ırzından bir şeyi korursa, Allahü teâlâ, onu Cehennem azabından korur.)
Gıybet yapılırken, orada bulunan kimse, korkmazsa, söz ile, korkunca, kalbi ile reddetmezse, gıybet günahına ortak olur. Sözünü kesmesi veyahut kalkıp gitmesi mümkün ise, bunları yapmalı. Eliyle, başıyla, gözüyle menetmesi kâfi gelmez. Açıkca, sus, demesi lazımdır.
Gıybet etmenin keffareti, üzülmek, tövbe etmek ve onunla helalleşmektir. Pişman olmadan helalleşmek, riya olur, ayrı bir günah olur. Ölümüş olanı ve gayr-i müslimi gıybet etmenin de, haram olduğu İbni Âbidînde yazılıdır.
Sual: Dört büyük halifenin, birbirlerinden üstünlük sıraları nasıldır?
Cevap: Bu konuda Ehl-i sünnet âlimleri;
“Dört halifenin birbirinden yükseklikleri, üstünlükleri, hilafetleri sırası iledir” buyurmuşlardır.