Sevgi olmazsa hiçbir şey olmaz. Biz teyp değiliz ki, beynimize dolduralım da, ondan sonra onu satalım. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyorlar ki; ilimden maksat, hallenmektir. Onu yemektir, içmektir. İki üç talebe hocalarına gitmişler. Hocam, aynı kitabı biz de okuyoruz, siz de okuyorsunuz. Hani biz de Se’âdet-i Ebediyye okuyoruz, siz de Se’âdet-i Ebediyye okuyorsunuz. Ama sizin bir anlatımınız var. Allah Allah, biz bu kitabı okuduk mu okumadık mı? Biz bu bahsi okuduk mu okumadık mı? Sonra tekrar tekrar düşünüyoruz, araştırıyoruz, bakıyoruz ki, okumuşuz. Ama siz anlatmadan evvel hiçbir şey anlamamışız. Bunun hikmeti, sırrı nedir acaba? Hocaları cevap veriyorlar; müminler, insanlar önce yabani meyve gibidir. Yabani meyveyi kimse yiyemez. Ekşi, ham… İşte sohbet, bu yabani meyveyi olgunlaştırmak için vardır. Elma, aynı elma. Ama mürşid-i kâmil onu bal yapar. Çapalar, tutmazsa aşı yapar. Olmazsa sular, bir şey yapar, budar. Ve en sonunda onlar olgunlaştığı zaman ilmihali çok iyi anlar. Onun için, ilmihali iyi anlamak için, Mübâreklerin buyurduğu nasihati ve tavsiyeyi tam yerine getirmek lâzım. O da, bir paragraf okuyup biraz düşünmek, bir daha okumak, bir daha düşünmek. Ben bu paragrafın sonucunda ne elde ettim, bana ne geldi, ne verildi. Bir cümle olabilir. Şu huyunu düzelt. O da bana yeter.
Âb-ı Hayat – 3842