Âb-ı Hayat – 3841


Bugün bir mail aldım. Diyor ki; Enver abi, hepimiz sana dua etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü siz Hocamızın âilesine ve kızına hizmet ediyorsunuz. Bu, hepimize düşen bir görev. Fakat siz bizim yerimize ifa ediyorsunuz, mecburuz size dua etmeye, diye yazmış. Akıllı çocuk. Çünkü evlada yapılan babaya yapılmıştır. Hele hele Abdülhakîm Efendi hazretlerinin gözbebeği hanımannemiz… Hanımanne anlattı; Ben kabakulak oldum, Abdülhakîm Efendi hazretleri haftada üç gün vaazdan çıkıyor, benim baş ucuma geliyor, ben ateşler içinde yanıyorum. Okuyor okuyor, nasılım diye gözlerimin içine bakıyor. Sonra ben kendime gelince, nasılsın, bugün daha mı iyisin, diye soruyor. Arkada babam, Ziya bey; iyiyim de, iyiyim de… Üzülmesin Efendi hazretleri, diyor. Her tarafım dökülüyor, fakat babam orada ya, iyiyim efendim, iyiyim, diyorum.



Âb-ı Hayat – 3841

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr