ABDÜRRAHMÂN BİN ALİ SEKKÂF

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Abdürrahmân bin Ali Sekkâfdır. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 923 (m. 1517) senesinde Yemen’de vefât etti.

Âlimlerin önde gelenlerinden, ârif ve evliyâ bir zât idi. Çok kimselerden ilim öğrendi. Tasavvuf yolunda üstün bir dereceye yükseldi. Çok kimseler de onun dersini dinleyip, kemâle geldiler. Çok keşf ve kerâmetleri görüldü. “Gurer” kitabının müellifi muhaddîs Muhammed bin Ali şöyle anlattı: “Rü’yâmda bana, Abdürrahmân Sekkâfın güzel hasletlerini söylediler. Onu çok medhettiler. Sabahleyin doğruca bulunduğu yere gittim. İçimden de; “Keşf ve kerâmet sahibi ise, ben daha söylemeden gördüğüm rü’yâdan haber verir” diye geçti. Onu, evinin kapısında beklerken gördüm. Gülerek beni karşıladı. Akşam gördüğüm rü’yâyı anlatıverdi. Abdürrahmân bin Ali Sekkâf’ın vefâtından sonra, ne zaman kabrini ziyâret etsem, ziyâretim esnasında Kur’ân-ı kerîm okurken bir yanlışım çıksa veya unuttuğum bir yer olsa, kabirden ses gelir, doğrusunu bana bildirirdi.

Terim Sultânı Muhammed bin Ahmed ile Şahar Sultânı arasında harp oldu. Abdürrahmân bin Ali, Terim Sultânı’nın muzaffer olacağını haber verdi. Dediği gibi oldu.

Abdürrahmân bin Ali’nin sevdiklerinden biri vefât etti. Definden sonra, telkin için kabrin başında durdu. Bir müddet sonra ayrıldı. Bulunanlar, telkin vermemesinin sebebini sordular. Buyurdu ki: “Her kişinin telkine ihtiyâcı vardır. Lâkin bunun ihtiyâcı olmadığı bana bildirildi.”

Abdürrahmân bin Ali, birgün Mervân Mescidi’nde talebelerine ders okuturken, mescidin bir kenarına bir şeyin düştüğü görüldü. Oradakilerden birine; “Git, o düşen şeyi getir” buyurdu. O kişi de, düşen şeyi getirdi. Bu, üzeri mühürlenmiş bir zarf idi. Zarfı açtı ve icindekini okudu. Sonra da bir kâğıda cevâbını yazıp; “Bunu, gelen mektûbun düştüğü yere bırakın” buyurdu. Oraya koydular. Az sonra bir kuş gelip, o mektûbu aldı ve gitti. Talebeleri sebebini sordular. O da; “Sevdiğimiz Muhammed Ba’bâd bize haber göndermiş. Biz de cevâbını yazdık” buyurdu.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-2, sh. 63


ABDÜRRAHMÂN BİN ALİ SEKKÂF

Kategori içindeki yazılar: HİCRÎ 10.ASIR ÂLİMLERİ